بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَقَالُواْ يَٰٓأَيُّهَ ٱلسَّاحِرُ ٱدْعُ لَنَا رَبَّكَ بِمَا عَهِدَ عِندَكَ إِنَّنَا لَمُهْتَدُونَ ٤٩

Bu halde diyorlardı ki: gel ey sâhir! bizim için Rabb’ine bir duâ et, sende olan ahdi hürmetine, çünkü biz artık yola geleceğiz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَلَمَّا كَشَفْنَا عَنْهُمُ ٱلْعَذَابَ إِذَا هُمْ يَنكُثُونَ ٥٠

Bunun üzerine kendilerinden azâbı açtığımız vakit de derhal cayıverdiler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَنَادَىٰ فِرْعَوْنُ فِى قَوْمِهِۦ قَالَ يَٰقَوْمِ أَلَيْسَ لِى مُلْكُ مِصْرَ وَهَٰذِهِ ٱلْأَنْهَٰرُ تَجْرِى مِن تَحْتِىٓۖ أَفَلَا تُبْصِرُونَ ٥١

Ve Firavun kavminin içinde şöyle bağırdı: ey kavmim! Mısır mülkü benim ve hep şu nehirler benim altımdan akıyor değil mi? Artık gözünüzü açsanız a.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَمْ أَنَاْ خَيْرٌ مِّنْ هَٰذَا ٱلَّذِى هُوَ مَهِينٌ وَلَا يَكَادُ يُبِينُ ٥٢

Yoksa ben şundan daha hayırlı değil miyim ki o hem hakîr hem de meramını anlatamıyor.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَلَوْلَآ أُلْقِىَ عَلَيْهِ أَسْوِرَةٌ مِّن ذَهَبٍ أَوْ جَآءَ مَعَهُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ مُقْتَرِنِينَ ٥٣

Eğer o dediği gibi ise üzerine altın bilezikler atılsa ya! Yâhud yanında melâikeler dizilse gelse ya!

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَٱسْتَخَفَّ قَوْمَهُۥ فَأَطَاعُوهُۚ إِنَّهُمْ كَانُواْ قَوْمًا فَٰسِقِينَ ٥٤

Bu suretle kavmini istihfaf etti onlar da ona itaat eylediler, çünkü dînden çıkmış fâsık bir kavim idiler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَلَمَّآ ءَاسَفُونَا ٱنتَقَمْنَا مِنْهُمْ فَأَغْرَقْنَٰهُمْ أَجْمَعِينَ ٥٥

Böyle vaktâ ki bizi gadaba davet ettiler biz de kendilerinden intikam aldık hepsini birden gark ediverdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَجَعَلْنَٰهُمْ سَلَفًا وَمَثَلًا لِّلْءَاخِرِينَ ٥٦

Gark ediverdik de onları sonrakiler için hem bir selef hem bir mesel kıldık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَمَّا ضُرِبَ ٱبْنُ مَرْيَمَ مَثَلًا إِذَا قَوْمُكَ مِنْهُ يَصِدُّونَ ٥٧

Ve vaktâ ki Meryem’in oğlu bir mesel olarak ortaya atıldı derhal kavmin ondan çığrıştılar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَقَالُوٓاْ ءَأَٰلِهَتُنَا خَيْرٌ أَمْ هُوَۚ مَا ضَرَبُوهُ لَكَ إِلَّا جَدَلًۢاۚ بَلْ هُمْ قَوْمٌ خَصِمُونَ ٥٨

Ya! dediler: bizim ilâhlarımız mı hayırlı? Yoksa o mu? Bunu sana sırf bir cidal olarak fırlattılar, doğrusu onlar çok husumetli bir kavimdirler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنْ هُوَ إِلَّا عَبْدٌ أَنْعَمْنَا عَلَيْهِ وَجَعَلْنَٰهُ مَثَلًا لِّبَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ ٥٩

Hayır o ilâh değil, halîs bir kuldur, biz ona inam ettik ve kendisini Ben-î İsraîl için bir mesel yaptık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu